Hayat Size Hipopotamlar Verdiğinde – Arayış ve Yeniden Doğuşların Öyküsü

Hayat Size Hipopotamlar Verdiğinde

Hayat Size Hipopotamlar Verdiğinde, kayıpların, tesadüflerin ve yeniden doğuşların hikâyesi. Daha ilk sayfadan okuru bir mucizeyle karşılaştıran roman kitap boyunca sayısız yeniden doğuşu anlatıyor. Kayıplar, sevinçler, heyecanlar ve yıkılışlarla dolu bu anlatı tıpkı hayat gibi.

Annette Bjergfeldt’in dili hem masalsı hem insana dokunan bir gerçekliğe sahip. Sanki her cümle, hem bir anıya hem bir ezgiye dönüşüyor. Bu roman, sıradan hayatların içinde bile yankılanan büyüyü hatırlatıyor ve üstelik bunu abartısız bir şiirsellikle yapıyor.

Hayat Size Hipopotamlar Verdiğinde hem okur hem de çeviren olarak içine yerleştiğim dünyalardan biri oldu. Filippa’nın yeniden doğuşuyla başlayan bu hikâye, bir ailenin kuşaklar boyu süren sevme, kaybetme ve yeniden inanma biçimlerine dönüşüyor. Her kelimesiyle geçmişle bugünü, mucizeyle tesadüfü birbirine dokunduran bir roman. Çevirmek, o mucizenin bir parçası olmak gibiydi. Türkçede de aynı büyüyü hissettirebildiysem, ne mutlu.

Tanıtım

“…İlk başta hayalini kurduğunuz fil yerine, teselli ödülü olarak hipopotam alırdınız. Büyük, çılgınca hayaller yıkanınca küçülürdü. Hipopotamlarla mevcut durumu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır ve sahip olduklarınıza biraz umut aşılamak için çaba harcardınız. Hayat, etrafa saçma sapan şeyler yayan ama aslında sadece arkadaş olmak isteyen hipopotamlarla doluydu.”

Esther’in büyükbabası Hannibal, Danimarka’nın Amager adasındaki evi satın aldığında, düşlerinde opera aryalarının yankılandığı, bohem ruhların dans ettiği ve aşkla dolu bir yuva vardır. Oysa akrobat eşi Varinka için mucizeler çağı, ilk aşkının bir hipopotamın acımasız çenesine terk edildiği o an nihayete ermiştir. Hannibal’ın aşk ve sanat arayışı ise zamanla torunlarına, ailenin genç sanatçısı olma unvanı için kıyasıya yarışan ikizler Esther ve Olga’ya miras kalır.

“Hayat Size Hipopotamlar Verdiğinde”, asrın aşkının peşinden umutsuzca koşanların, derin kayıpların acısını yüreğinde taşıyıp yine de hayata bir şans daha vermeye cesaret edenlerin unutulmaz öyküsü. Utangaç bir ressam olan Esther’in gözünden anlatılan bu destansı hikâye, aynı çatının altında yeşeren üç kuşağın hayatına dokunurken, okuru Paris’in görkemli opera sahnelerinden, St. Petersburg’un eteklerindeki gizemli sirke doğru, sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir